
Dünya medeniyetlerinin beşiği olan Türkiye yer üstü tarihi zenginlikleri , çıkarılmayı ve işlenmeyi bekleyen bir çok madenleri , dört iklimin bir arada görüldüğü , saymakla bitiremeyeceğimiz doğal güzellikleri ile eşsiz bir ülkedir .
Böyle bir ülkede aç kalmaya kimsenin hakkı bile olmamalıdır .
İnsanların birbirlerine ve tabiat anaya saygılı , sağlıklı , refah seviyesi yüksek, mutlu huzurlu , bir ömür sürmeleri gerekirdi .
Oysa bugün Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaklaşık elli milyon insanın , mutsuz , sağlıksız , umudunu yitirmiş bir şekilde yaşadığını görüyoruz .
Böyle dramatik , trajedik tablolara hiçbir hükümetin dayanması , iktidarda kalması mümkün değildir .
Fakat halkın hala aynı iktidarı tercih etmesi siyaset ve toplum biliminin cevaplayamadığı yada çözemediği bir sorundur .
Türkiye 1923’te emperyalizm pençesinden kurtularak , halkıyla birlikte çok büyük bir kalkınma hamlesi yapmış hatta mazlum milletlerin övünç kaynağı olmuştur .
Fakat özelliklede 1950 yıllarından başlayarak soğuk savaş dönemininde etkisiyle kılcallarına kadar emperyalizm sürecine girmiştir .
Birleşmiş Milletler üyeliği , Dünya bankasına katılım , Kore savaşı ve Nato üyeliği bu esaretin görünmeyen maskelerinden bir kaçı olmuştur .
Damarlarımızda dolaşan emperyalizm diyor ki “ esaret altına aldığımız ülkelerde bizim politikalarımızı uygulayan iktidarların uzun ömürlü olmaları için muhalefet partilerinide dizayn ediyoruz “ .
Bunuda saklamayıp anılarında paylaştıklarınıda görmekteyiz .
Bu durumun bir tarafındada strateji üretemeyen muhalefet partileri olduğunu ne yazık ki kabul edemiyor çuvaldızı önce kendimize batıramıdığımız için iktidar hayallerinin süslediği rem uykusundan uyanamıyoruz .
Türkiye bugün büyük bir kutuplaşma içine girmiştir . Kutuplaşan toplumlarda kutuplar arasında oy geçirgenliği olmadığı, oy kaymalarının aynı bloklar içersinde olduğunu , inançsızlığı ve umutsuzluğu ifade eden kararsızların ve oy kullanmayacağını söyleyenlerin sayısının hergeçen gün artığını , yapılan anketlerde görmekteyiz .
2018 seçiminin ardından yaklaşık üç yıla yakın bir süre geçmiş , derin ekonomik kriz ve salgın nedeniyle işsizlik , fukaralık , iflaslar başta olmak üzere onlarca olumsuz durum ortaya çıkmış fakat ne yazık ki toplum hala muhalefet partilerini tercih etmemişdir .
Kararsızların dağıtılmadan önceki oy oranlarının çok parlak olmadığı görülmektedir .
Böyle bir durumdan çıkmanın tek yolu her iki bloğunda oyunu alacak , Türkiye’yi kucaklayacak , ayrıştırmayacak , adaleti ve liyakatı tesis edecek , zenginliklerini halkıyla paylaşacak bir siyasi tavır sergilemektir .
Sorunun çözümü öncelikle kader birliği yaptığınız yol arkadaşlarınızla kucaklaşmak , Liyakat ve adaleti tesis etmek , Ahlâki ilkeleri ve Mustafa Kemâl Atatürk’ün Anadolu Milliyetçiliğini rehber edinmek yani Fabrika ayarlarına geri dönmektir .
Yada birilerinin çuvaldızı bize batırına kadar uykumuzdan uyanmamak , parçalara bölünerek istedikleri muhalefeti oluşturmalarına seyirci kalmaktır .
Sağlıklı mutlu bir hafta diliyorum
Abartmıyorum, Altın-zümrüt içinde yaşayan bir olmalıydık, olabiliriz. Tarımın cenneti. Tohumu taşa atsan taş filizlenir. Yirmiden fazla maden var. İncil'deki 7 kilisenin 7'si de burda. Nuh (a.s)'ın gemisinin indiği topraklar. Mozopatamya'nın yanı. Göbeklitepe burda. Hitit,Bizans,Selçuklu her bir yanından tarih fışkırıyor. Yetmezse 3 tarafı deniz ve turizm! Kar,yağmur,güneş,nem 4 mevsim hepsi var. Cahil ve fakir kalman imkansızken halkın yarısı açlık sınırında...!
Sebep?
İki sebebi var.
1-Cehalet
2-İhanet.