Güzellik mi, çirkinlik mi?

Çoğu insanın bildiği gibi, yetmişli, seksenli ve hatta doksanlı yılların, çocuk oyunudur başlıkta olan cümle. Ancak aynı zamanda da, benim dünyaya geldiğimden, daha doğrusu akıl baki olduğum zamandan beri, kendime sorduğum, sorudur bu.

Evet, son zamanlarda, yazdığım hemen hemen her yazıda, kendimden bahsedip, sizleri sıktığımın farkındayım. Hatta; “yazın çok güzel, ama kendini çok fazla anlatmışsın. Okur iken, içim sıkıldı’’ diye, mesaj yazan, tweet atanlarınız oldu. Gerçekten de, bu dönem kendime dair, çok fazla cümle kurdum. Lakin bunun sebebini, ben de tam olarak bilmiyorum. Bir değil, bin şey düşünen ben, neyi, ne sebep ile düşündüğümü, bir türlü çözemiyorum. Düğüm oluyorum bazen. Aldığım nefes, bana ve çevreme, dert mi, yoksa değer mi, bir cevap bulamıyorum. Beni üzen kavramlar, gerçekten de üzülmeyi hak ediyor mu? Ve içinde kiracı olduğum dünya, ne derece güzellik, ne derece çirkinlik olduğuna dair, tek bir söz edemiyorum.

Ancak seviyorum, hayatın içinde olup, hayatın her bir noktasını, eze eze yaşamayı. Aşk mı? İstemiyorum. Yürüyemiyor olmak mı ya da yedi gün, yirmi dört saat bir sandalyeye bağlı olmak mı? Zerre kadar dert etmiyorum. Ama bedenim, bir saniye dahi, ara vermeden kasılıyor ya; elim, kolum, ayağım kontrolden çıkıp, zincirleme kazaya neden oluyor ya; yahut yemek sofralarında, nefesim ile yutağım, gelin kaynana gibi, birbirine girip, huzur kaçırıyor ya; işte o an, huzur gidiyor benden. Neşe, sevinç, umut gidiyor. Ve bazen, mutluluk ta gidiyor, umut ta…

Kendimi bir kenara koyup, önce kendi ülkeme, daha sonra dünyaya bakıyorum. Ülkeme ve özellikle dünyaya baktığım vakit, kendi derdimi unutturan, muazzam bir değişim görüyorum. Koronavirüs salgını, yaşadığımız elbette çok zor bir imtihan idi. Ve bu tehlikeli salgın, dünya ve Türkiye içinde, tüm hızı ile devam ediyor. Fakat salgının başladığı ilk günden bu yana, ‘’dünya, eski dünya olmayacak’’ diyor ve bu cümlenin somut işaretlerini, yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Mesela Amerika’daki sokak eylemleri, yıllar boyunca, ‘’süper güç’’ diye, dikte edilen Amerika’nın, aslında o güçlü olmadığını göstermedi mi? İnsan haklarını savunduğunu iddia eden Avrupa’nın, korona sürecinde, insanları, nasıl ölüme terk ettiğini görmedik mi? Ya da bütün dünyaya, bir tek Türkiye’nin yettiğine ve tüm dünyanın imdadına, bir tek Türkiye’nin koştuğuna, hep birlikte şahit olmadık mı?

Şuan, çirkin bir salgın yaşıyoruz. Kabul, bu da bir imtihan ve Allah’ın izniyle, bu salgın da, bir gün mutlaka, çekip gidecek. Ama bu salgının gittiği, dünyanın bir yerleri güzellik olacak, bir yerleri çirkinlik. Dünyada güç, tamamen yer değiştirecek. Batının ışıltısı sönüp giderken, yeni bir adalet, yeni bir hikaye ve yeni bir özgürlük dalgası, doğudan, daha çok ta, Türkiye’den doğacak.

Bugün, benim bu yazdıklarım, bazıları için hayal ürünü gelebilir. Ama benim tavsiyem, herkes arkasına yaslanıp, ülkeyi ve dünyayı izlerse, gördüğü değişimden heyecan, Türkiye’nin yükselişinden gurur duyacaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ömer Alikılıç - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

08

Rıdvan sarımert - Evet sevgili kardeşim, Değişimi anlayabilmek , gelişen olaylara nerden baktığımıza bağlı olduğunu düşünüyorum. Şeytanı akılla yaklaşır ve bakarsanız, bakışınız yüzeyseldir. Olayın derinliğine nüfuz edemezsiniz. Rahmani akılla yaklaşırsanız , tahkik eder ve doğru sonuca ulaşırsınız. Bu anlayış meselesidir Sen doğru bildiklerini yazmaya devam et. Ne mutlu sanaki sen hayatının bedelini kaleminle ödüyorsun.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35
07

Abdulhadi - Çok teşekkür ederim. Ağzınıza sağlık, bileğinize kuvvet, kaleminize daimiyet, ömrünüze bereket dilerim...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35
06

NECDET AKÇA - Nasıl bakarsan öyle görürsun. yolun açık olsun sağlıkla nice güzel yazılara inşAllah

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35
04

can - Güzel bir yazıydı, ağzınıza düşüncelerinize sağlık. gayet uygun ve saygın bir üslupla düşüncelerini belirmişsiniz.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35
02

Ebru - Aşk azizim mutlaka tatmalısın ve tadacaksın inanıyorum. Herkes aynı seyleri yazarken senın kendını yazman gayet güzel. Basarilar dilerim

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35
01

Ebru - Aşk azizim mutlaka tatmalısın ve tadacaksın inanıyorum. Herkes aynı seyleri yazarken senın kendını yazman gayet güzel. Basarilar dilerim

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Haziran 08:35


Anket Sizce Sakarya'daki en başarılı belediye hangisi?
Tüm anketler