Medeni Avrupa’nın iki yüzlülüğü

Srebrenitsa'yı unutmayacağız.

"Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”

Aliya İzzetbegoviç

 Bosna'ya gittiğimde tur otobüsü, önce mezarlığa getirdi bizi.

Aliya' nın mezarına...

Halkını, maneviyatla ayakta tutan bir lider O.

Yapacak hiç bir şeyi olmayan...Eli kolu bağlı bir lider...

Uzaktan bilmek hiç bir şey değilmiş...

Savaşın, soykırımın, acizliğin, açlığın,susuzluğun, kurşun deliklerinin, bomba tahribatlarının izlerini yakından görmek...

Birde, o dönemde çocuk olan rehberin ağzından dinlemek her şeyi...

Bir film südütyosunu gezer gibi, savaşın izlerini görmek koca bir şehirde...Sıra sıra... Vahşetin izlerini, insanlığın yok olduğu yerleri yerinde görmek acı verdi.

"Gece kapımız çaldı" dedi. Gelenler mahalle komşularımızdı.

İçlerinde öğretmenim de vardı.

Ellerinde silahlar...!

Bizi rehin aldılar.

Bizde silah yoktu."

Rehberimiz bunları söyledi, bir çok şeyle birlikte...

Sesi titreyerek...

Bir kanunla Boşnakların ellerindeki silahlar toplatılmış. Ama Sırp'lara da el altından silah verilmiş.

Gözleri doluyordu anlatırken.

Kızlara, analara yapılan insanlık dışı tecavüzlerden bahsedemedi bile.

Mahallesindeki kızlardan biriyle evliymiş. Eşinin hala tedavi gördüğünü söyledi."

Daha konuşmak istemiyorum" derken gözleri yaşlıydı. Dilerim iyileşmiştir yaraları.

Çok enteresandır kimse duymadı bu Soykırımı. Avrupa’nın göbeğinde kimsenin haberi olmadı.

Hadee ordan derler adama...!

Basına sızmadı...!

İnandık...! Mı?

Müslüman Boşnaklar katledilirken çığlıklarını bir Allah kulu duymadı.

11 Temmuz, 1995...

 İnsanlığın kanlar içinde kaldığı, vicdanların sessizliğe gömüldüğü tarihtir. Soykırımdır...!

Zulüm dur...!

Vahşettir...!

Ve, Dünyanın aşağılık sessizliğidir...

İnsanlık trajedisi 

Srebrenitsa Katliamının yıl dönümü...

Soykırıma uğrayan binlerce Müslümanın katledildiği, yüz binlercesinin zulme uğradığı bu acı günde bir kez daha hüzünlüyüz.(8372 şehit)

Avrupa’nın göbeğinde insanlık öleli 27 yıl oldu.

Diline ve dinine göre hareket eden vicdan, katledilen Boşnakların sesini duymadı.

Soykırıma iştirak edenler kadar suçludur seyirci kalanlar da.

Osmanlı döneminden kalan, 1566’da inşa edilen ve ülkenin simgesi olan Mostar Köprüsü’nün savaşın en şiddetli dönemlerinden birinde yıkılması, katliam döneminin de akıllardan çıkmayacak anılarından birisidir.

Peki, BM Barışgücü Hollanda'nın Srebenista'daki rolü neydi?

Srebenista'lı Boşnak sivillerin o dönem sığınabileceği tek güç olan Hollandalı BM askerlerinin rolü, aradan 27 yıl geçmesine rağmen hala tartışma konusu.

Şehrin Sırp güçlerince işgal edilmesinin ardından, BM şemsiyesi altındaki Hollandalı askerlerin komutanı Thom Karremans'ın 11 Temmuz 1995'te görüştüğü Mladic ile birlikte kadeh kaldırması tepki toplamıştı.

Hollanda devleti ise Srebrenitsa'daki katliamdan suçlu bulundu.

Mahkeme , Hollanda'lı askerlerin  Sırp'lara teslim ettiği 300 kişinin öldürüleceğini öngörmeliydi.

Kendilerine sığınan Boşnakları, düşmana teslim etmek yakışmadı Hollanda' lı barış gücü askerlerine...

İnsanlık dışı katliam sözde " barış gücü" askerlerinin önünde olmuştur...! Hatta barış sağlandı diye silahlarını ellerinden alıp Boşnak'ları savunmasız Sırp'ların önüne atmıştır.

Uluslararası Adalet Divanı "Soykırım" dedi.

Hollanda'nın Lahey kentideki Uluslararası Adalet Divanı, 2007'deki kararında, Srebrenitsa ve civarında yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi.

Srebrenitsa olayı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak tarihe geçmiştir.

Srebrenitsa’da şerefi, onuru, namusu, saygınlığıyla insanlık katledilmiştir. Dahası, ötekine hayat hakkı tanımayan Batı bağnazlığının insanlık ve medeniyet değerlerinden nasipsiz olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.

Srebrenitsa Soykırımı'nın 27. yıl dönümünde, katledilen Boşnak kardeşlerimizi sevgi ve minnetle anıyor acılı ve kederli ailelerinin acılarını yürekten paylaşıyoruz.

Jenosit ve Halokost (soykırım, etnik temizlik) görmek isteyenler; Osmanlı'nın,  Balkanlar'dan, Kafkaslardan,orta Asya'dan, Afrikadan çekilme sürecine baksınlar.

Dünya tarihinde ki eşine benzerine rastlanmayan soykırımlar...

Kimse bunu dile getirmez.

Kırım Türk'lerinin  Sibirya steplerin de ki  katliam ve Soykırımını görmek isteyen, "Boraltan Köprü"sünde ki, yüzlerce Azeri'nin kurşuna dizilmesine baksınlar...

Yürek ister...! Demedi demeyin...

Bitti mi?

Bitmedi...

Şu anda Uygur Türklerine yapılan zulüm, Dünyanın vicdanının dili ve dini  olduğunun bir göstergesidir...

Artık dilimize ve dinimize sahip olanları bilelim.

Ve; sahip çıkalım birbirimize.

İnsanlığın en korkunç kıyımı gerçekleşirken vicdanını susturanları da unutmayalım hiç bir zaman.

"Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın.

Çünkü, unutulan soykırım tekrarlanır."

Aliya İzzetbegoviç

DA SE NE  ZABORAVİ DA SE  NE  PONOVİ !

(Unutulan soykırım tekrarlanır, uyuma!)