İzmir e Anadolu 'dan girerken çok küçük bir anıt vardır.
Anıt küçük ama üzerinde yer alan yazı çok çok büyük bir anlam taşır ve çok şey ifade eder.
Emperyalist devletler Mondros Mütareke sinden sonra bu güzel toprakları işgale başlamışlar; vatan söz konusuydu.
Kara bulutlar yurdu kaplamıştı. Namık Kemal 'Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini. Yok mudur kurtaracak bahtı kara madenini ' diyordu.
Amasya 'dan bir ses yükseliyordu, gür ve çok kararlı bir ses .Azim ve sebatla yükselen bir ses. Yine milletin bütün milleti temsil eden bir ses.
'Milleti yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.'
İstanbul' da işgal altındadır.
Fakat Yunanlıların İzmir'i işgal etmeye başlaması ile millet galeyana geldi.
Millet yer yer örgütleniyor, mahalli direniş teşkilatları kuruluyor ,kongreler toplanıyordu. Müdefai Hukuk Cemiyetleri
Yeis ve umutsuzluk yoktu. Parola 'Ya istiklal ya ölüm' idi.
Çanakkale Savaşında ordunun kendine güveni gelmişti. Sürekli toprak kaybeden ve artık ' Hasta adam ' diye nitelenen imparatorluk yeniden ayağa kalkmak dinelmek, yeni bir soluk ile hayata ve yoluna devam etmek mecburiyetindeydi.
Bu çok kolay bir iş değildi. Çok meşakkatli ve uykusuz geceler yorgun ve bitkin bir millet uzun süren, aşağı yukarı 10 yıl süren savaşlardan bitap düşmüş, söz konusu vatandı.
Kemal Tahir'in bütün eserleri Ketebe Yayınları tarafından yeni bir edisyonla yeniden basılıyor.
Bu yeniden basım işi koordinasyonu için bir Prof. olan İsmail Çakar getirildi.
Kemal Tahir bizim hikayemizi anlatıyor diyordu İsmail Çakar.
Kemal Tahir ' Yorgun Savaşçı ' romanıyla bu hikayenin başlangıç noktasına parmak basar.
Gerçeği arayan ve çok tartışan bir kişilik romanında bütün ideolojilerden arınmış olarak gerçek peşindedir.
Namuslu subayların yeniden silahlarını kuşanıp savaşını konu edinir. Halit Refiğ çok farklı bir yönetmendir. Piyanist eşinin konferansını dinledim ve daha sonra bir mimar arkadaşla ayak üstü bir süre ayakta sohbet ettik. Adapazarı Ofis Sanat Merkezi'nde.
Ofis Sanat Merkezi'nde bir çok konferans ve bu arada Güzel Sanatlar Galerisi de bir çok sergilere ev sahipliği yapıyordu. Orada pek çok sanatçıyı pek çok sanatçıyı ve eserlerini görmek imkanı, imtiyaz elde ettiğimiz için kendimizi bahtiyar, şanslı hissedebiliriz.
Erzurum ve Sivas kongrelerinden sonra Mustafa Kemal 'in zeka ve dehası, silah arkaşlarının yardımları ile TBMM kurulur..
Bu öyle kolay bir iş değildi.
Milli mücadeleyi bu meclis yönetecekti.
Birinci mecliste yer alan şahsiyetler çok çeşitli fikir ve toplumsal katmanlardan gelen insanlardı.
Mustafa Kemal ikna edici bir kişilik ve dil ile yola koyulmuştu.
Birinci Meclis kimi kez çok çetin tartışmalara ve gerginliklere sahne olmasına karşın söz konusu vatandı. Doğru yol tek yol vatanı kurtarmaktı.
O sıralarda bir İstiklal Marşı ihtiyacı duyuldu. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur idi. Daha sonra Hamdullah Suphi onun yerini alacaktı.
Bir yarışma açıldı söz için. Ülkenin belli bir Marşı yoktu. Önceki yıllarda birtakım şeyler yapılmış fakat Milli Marş yapılmamıştı.
Namık Kemal ve Tevfik Fikret in bir takım şiir denemeleri olmuş. Örneğin 'Millet Şarkısı ' gibi. Ne ki Milli Marşımız yoktu.
Padişahların kendilerine özgü marşları vardı. Hamidiye Marşı, Mecidiye Marşı gibi.
Yarışmaya pek çok kimse katıldı fakat bu şeyler pek yeterli görünmedi. Hamdullah Suphi ve Mehmet Akif in pek eskiye dayanan bir dostlukları vardı.
Mehmet Akif in bu konudaki gücü ve istidadı biliniyordu. Hamdullah Suphi neden Mehmet Akif bu yarışmada yok .Mehmet Akifin yakın arkadaşlarından Cantay ödül olduğu için diye bir yanıt verir.
Mehmet Akif ikna etmeye çalışılacaktır. Veteriner Hekim ,Millet Vekili, şair, vaiz, düşünce adamı olan Mehmet Akif ödül olmamak koşuluyla Marşı yazmaya ikna edilir. Tacettin Tekkesinde kalan Mehmet Akif hangi ruh haletiyle, birkaç deneme ile adeta ruhundan fışkırırcasına tekkenin duvarlarına şiir yazar.
Bu on kıta Hakimiyeti Milliye Gazetesinde yayınlanır. Daha sonra Sebul ül Reşat Dergisinde yayınlanır. Dahası Kastamonu Açık Söz Gazetesinde yer alır.
Hamdullah Suphi bu şiiri Büyük Millet Meclisinde okur. Bazı seslerden itirazlar gelir. Hüseyin Hilmi Tunali ve Besim Atalay dan gelen itiraz çok uzun olması gibi bir itiraz.
Büyük Millet Meclisi'nde ikinci bir kez okunan , Hamdullah Suphi tarafından okunan sözler ayakta alkışlanarak kabul edilir.
Büyük Millet Meclisi tarafından 500 lira olarak konan ödül Mehmet Akif tarafından bir hayır cemiyetine bağışlanır.
Bu konularda çok geniş ve ayrıntılı bilgi kitap ve belgeler var. Gerçekten bunlar insana kitap yazdırır.
Mehmet Akif bir abide şahsiyettir.
Nazım Hikmet Kuvayi Milliye Destanı'nda över onu.
Mehmet Akif hakkında birçok kitap yazılmış, sağlıklı kitaplarda vardır.
Mehmet Akif hakkında uzun bir yazı yazmak umuduyla, ölümüne kadar.
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.