İnsanda beyin ne ise, millette de milli şuur odur.
Milli şuur, milletin hafızası demektir.
Milli ise; milletle ilgili, millete özgü, ulusal anlamına gelir.
Bir milletin geleceğe bakışı milli değerlerine bağlıdır.
Kişinin yeni bilgiler edinmesi, öğrendiklerinden ve deneyimlerinden ders çıkarmasını sağlayan akli melekeye 'ŞUUR' denir. Yaptıklarının sonucunu düşünmeden hareket eden kişiler şuursuzdur. Bedeli büyüktür...
Milli şuur sahibi olmak bu yüzden çok önemlidir.
"Milli şuurumuzun küçük gösterilip alay konusu edilmesinin sebebi korkulmasıdır.
Milli şuura sahip bir millet ilerleme ve medeniyet yolunda hız kesmeden ilerleyecektir.
Milli şuur uyanık olunca başı bozuktan kurmay, vatan haininden profesör, hekimden dilci, cahilden tarihçi, yabancıdan vekil çıkmaz."
Demiş, H.N.Adsız.
Milli şuur, bir ışıktır. Karanlıkta kalmış tüm köşeleri aydınlatır.
Milli şuur, bir milletin kendini ifadesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır.
Son zamanlardaki milli şuurun eksikliğinden kaygılanmamak elde değil.
Milli şuurun uyuşuk ve uyanık olması bir milletin geleceğini belirler.
Uyanık olduğu yerlerde, yabancı unsurların borusu ötmez.
Tarih, yalnız milli şan ve şeref bakımından ele alınır. Geçmişe sövülmez.
Bir milletin geleceğe güvenle bakabilmesi onun milli tarih bilincine bağlıdır.
Bu bilinç bireylerin ve milletlerin tarihlerine, geçmişlerine bağlılıkları ile alakalıdır.
Tarihlerinde ki övülecek olayları ve şahsiyetleri ile gurur duymaları, onlardan cesaret almaları ile de...
Milli gurur ve şuur bu sayede güçlenir ve gelişir.
Ortak tarih bilinci toplumun birlikteliğini destekler.
Ve en önemli değerlerden biridir. Çünkü bizi bir arada tutan bağdır.
Hafızamızdır.
Milletlerin tarihinde, tarihi bilgi ve şuuru önemlidir. Tarihini bilmeyen ve küçümseyen milletler hafıza ve idraklerini kaybetmiş demektir. Şuursuz şaşkın mankurtlara benzerler.
Milli şuuru olmayan milletler yıkılmaya mahkumdur.
Milli şuurumuz uyanık olunca neler mi olur?
Geçmişi, ahlâkı, aileyi, seciyeyi, erdemi, kahramanlığı, milliyetçiliği açıktan açığa veya sinsice baltalayan yazılara, eserlere, filmlere, piyeslere, konferanslara izin verilmez.
Millete hitap eden kurumların başına iktidarlı, ahlaklı ve zeki insanlar getirilir.
Tarihi şahsiyetlere gerçek değeri verilir. Ne ufacık kusurları yüzünden dev gibi adamlar küçültülür, ne de gerçeğe dayanmayan büyüklükler dolayısıyla ahlaksız insanlar devleştirilir.
Milli şuur
uyanık olmak, etrafında olanları okumak demek...
Dünü yarına bağlayan milli şuuru, kavramak zorundayız.
Turgut Özal, eğitim konusunda da Japon pedagoglara bir araştırma yaptırmak ister ve onları ülkemize davet eder. Eğitim konusunda uzman bir heyet, ülkemize gelirler. Ülkemizin değişik yerlerinde görüşmelerde ve temaslarda bulunurlar Sonuçlarını açıklamak üzere başbakanımız Turgut Özal'ın
yanına çıkarlar. M.E. Bakanı da oradadır.
Heyetin vardığı netice gayet açık ve kısadır.
-Sizin gençlerinizde 'Milli Şuur' yok...!
Yöneticilerimiz aldıkları bu üzücü cevap karşısında hayretler içerisinde kalır ve hemen sorarlar.
-Peki siz Japon gençlerine milli şuur verme adına neler yapıyorsunuz?
-Biz gençlerimize, daha ilkokula başlamadan, şok testler uygularız. Mesela, uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Sonra robotlarla çalışan büyük fabrikalarımıza götürür, gezdiririz. Çocuklarımız teknolojinin baş döndürücü neticesini görerek şoke olurlar. Bu şoktan sonra onları Hiroşima'ya, Nagazaki'ye götürürüz. İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasıyla müthiş surette tahrip olan bu bölgeleri biz aynen koruyoruz. Oraları da çocuklarımıza bilgiler vererek gösteririz. Hiçbir canlının ve bitkinin hayat bulmasına imkan vermeyen atom bombasının bugüne uzanan etkilerini hayretle seyrederler. Çocukların bütün görüp dinledikleri, masum ve temiz ruhlarında derin ve etkili izler bırakır. Bütün bunların ardından da onlara deriz ki:
-Eğer sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz, vatanınızı, işte böyle düşmanlar bombalar, yakar, yıkar ve hiçbir canlının yaşayamayacağı hale getirir; sonra da çeker giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni araçlar yaparsınız. Daha da gelişmiş fabrikalar kurarsınız. Üstelik hiçbir düşman size saldırmaya cesaret edemez. Ülkeniz, milletiniz yücelir, yükselir, daima bütün insanların saygı duyduğu ve özendiği bir konumda kalır. Şimdi artık, çalışkan olup olmama kararını kendiniz veriniz. Çalışmak ve ülkenizi sevmek zorunda değil misiniz? Artık bunu siz düşünün ve kararınızı verin!
-Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. Ve bu şoklarla iyi bir Japon olmaya doğru güçlü bir adım atmış olurlar.
-Peki biz, Türk gençlerine milli şuur kazandırma adına ne yapmalıyız?
-Bildiğimiz kadarıyla, sizin, gençleriniz için birçok Nagazaki'niz ve Hiroşima'nız var. Bizimkinden çok daha önemli bunlar. En önemlisi de Çanakkale Savaşlarının geçtiği bölgedir. Birinci Dünya Savaşı'nın bu bölümü, gençlerinizin şoke olması için yeter de artar bile... Bir metrekare toprağa altı bin merminin düştüğü yerdir Çanakkale... Böyle bir savaştan Türkler her şeye rağmen galip çıkıyor, olmazı olur hale getiriyorlar. En gelişmiş teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, "İMAN"nın galip geldiğinin ispatını yapıyorlar. Üstelik karşılarında tek bir düşman değil, birleşmiş güçler, sizin tabirinizle yetmiş iki buçuk millet vardır. İşte bu tablo ve bu bölge, gençlerinizin milli şuurunun pekişmesine fazlasıyla yeter. Bunun için gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale'ye götürmelisiniz. Her Türk genci Çanakkale Savaşlarının olduğu bölgeyi mutlaka gezmeli, görmeli ve öğrenmelidir. Ve bu gençlere denmelidir ki : "Sizler çalışmazsanız, birlik içinde olmazsanız, düşmanlar Çanakkale'ye geldikleri gibi bu defa da başka şartlar altında başka şekilde gelirler, size yaşamayı haram ederler. Çalışır, birlik içinde olursanız, teknolojiyi yakalarsınız; barışa katkıda bulunur, vatanınızı refah bir hale koyarsınız.
Milli şuur sahibi miyiz?...
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.