BİR GÖÇ HİKAYESİ -6

Kilometrelerce uzunluğunda, üç köyü birbirinden ayıran, çevresi kayın, gürgen, ıhlamur, çınar ve kestane ağaçlarının oluşturduğu muhteşem ormanlarla çevrili, tertemiz suları ile bazen durgun, bazen coşkulu akan bir dere ve bu dereden ismini alan Dereköy. Arslan Bey’in 1930 yılında Hopa Hemşin’in bir dağ köyünden iki oğluyla beraber gelip yerleştiği, cennetten bir köşe olan Dereköy. Batı Karadeniz’de devletin ormanların açılmasına ve fındık ağaçlarının dikilmesine izin verdiği yerlerden biridir Dereköy.

Arslan Bey, yıllarca gece gündüz çalışarak açtığı bölgelere yüzlerce fındık ağacı dikmiş, bir kısmını da tarla haline getirip ekmiş. Bir köşesine dev kestane ağaçlarından bir ev yapmış kendisine.

İki katlı ahşap evinin penceresinden, Karapelit’den Dereköy’e inen kıvrımlı toprak yolu seyrederken, arkası yük dolu bir at arabasının geldiğini gördüğünde, gözlerinden akan yaşları durduramaz olmuştu. KocaAli’den gelen bir arkadaşı, Cuma namazına gittiği Koğukpelit köyünde ona, oğlunun Dereköy’e gelmek için at arabası aradığını söylemişti. Bu gelen yolcunun, oğlu olduğunu biliyordu. Beyaz, uzun sakalları göz yaşı ile sırılsıklam ıslanmıştı. Odasına geçti. Yemeğe çağıranlara “karnım aç değil” dedikten sonra yatağına uzandı.

Gözlerinin önüne gelen anılar ona gülümsüyorlardı. 1914 yılında Hopa Hemşin’deki evine girer girmez kucağına  tutuşturulan kara kuru bir bebeğin kulağına Süleyman Ahmet diye üç defa bağırdığı günü de hiç unutmamıştı. Beş yaşına kadar hiç konuşmayan oğlunun artık dilsiz olduğuna inanmış ve yüreği istemese de oğlunun bu eksikliğini kabul etmişti.

Bir defasında eşkıyalar evlerine baskın yapıp evi talan ediyorlardı. Eşkıyalardan biri ile boğuşmaya başladığı sırada ağır bir bıçak yarası almış, öldüğünü zanneden eşkıya, onu bırakıp diğerleriyle beraber hızla uzaklaşmışlardı. Yerde sırt üstü vaziyette karın bölgesi kan içinde inlerken yanına gelip yüzünü seven oğlunun “Baba” dediği o anı da hiç unutamamıştı.

Bu düşüncelerle yorgun vücudu uykuya yenik düştü. Aşağıdan gelen gürültülü konuşmalar ve bağrışmalar uyanmasına sebep oldu

Ağır ağır tahta merdivenlerden aşağı indi. Dışarı çıktığında gelini ve torunlarını gördü. Gelini, kucağında ikizleriyle Arslan Bey’in yanına koştu ve ellerine sarılıp öptü, alnına koydu. Sonra ikizleri verdi Arslan Bey’in kucağına. Çocukları biraz sevdi, onlara bir kaç güzel söz söyledi ve tekrar gelinine geri verdi.

Süleyman Ahmet’in hanımı biraz umutlanmıştı. Kocasının korktuğu gibi hiç de kötü karşılamamıştı kayınpederi.  Sonra Süleyman Ahmet göründü sarı toprak yolun hemen başında.   At arabasının sahibini yola kadar uğurlamış ve son kalan parasını da ona vermişti.

Babasını uzaktan görüyordu ve onun da kendisine baktığını hissediyordu, bakmıyor görünse bile. Evin üç basamaklı tahta eşiğinin üstündeki bu yaşlı adamdan çok korkuyordu. Onun, istediği zaman çok acımasız diğer yandan istediğinde bir melek kadar insaflı olabildiğini en iyi o biliyordu.

Hemşin’de göç yolundaki ermeni ailelerden biri sabaha karşı yiyecek ve silah bulmak umuduyla gizlice evlerine girmişti. Adamın on yaşlarında bir oğlu vardı. Karısını dışarda bırakmıştı. Oğluyla beraber girdiği Arslan Bey’in bu 3 odalı evi tamamen korunaksızdı. Adam kolayca kapıyı açmış ve mutfağa yönelmişti. Bir torbanın içine ne bulursa dolduruyor, oğlu da arkasını gözlüyordu. Ama Müslüman olmadıkları için çok yanlış bir zamanda eve girmişlerdi. Ermeni adamın oğlu, abdest almaya kalkan Arslan Bey’i fark ettiğinde artık çok geçti. Adamın 10 yaşlarındaki oğlunu kenara iten Arslan Bey elindeki kızılcık sopasıyla adama vurmaya başlamıştı. Adam mutfaktan eline geçirdiği ekmek bıçağını fırsatını bulduğu ilk anda Arslan Beyin omuzuna saplamış fakat bu bıçak darbesi onu durduramamış aksine daha da acımasızca adamın kafasına defalarca vurmasına sebep olmuştu. Gürültüye uyanan Süleyman Ahmet yerde yatan adamın parçalanmış kafasını gördüğü o anda, adamın oğlunun yerdeki bıçağı alıp aniden Arslan Bey’in sırtına sapladığını da görmüştü. Süleyman Ahmet henüz üç yaşındaydı ama bu yaşananları ömrü boyunca hep hatırladı. Arslan Bey çocuğun elindeki bıçağı aldı. O anda çocuğu öldüreceğini düşünen Süleyman Ahmet yanıldığını çok çabuk öğrendi. Arslan Bey Ermeni çocuğu aldı ve dışarı çıkardı. Kocasının evden çıkmadığını gören kadın bütün gücüyle çığlık atıyordu. Yere kapanıp ağlayan kadını kaldırdı ve ona

-Sus.. Yoksa köydekiler duyarsa seni ve çocuğunu burada tutarlar, göndermezler, dedi.

Kadın biraz sakinleşti. Sonra da kadına,

-Kocanı korkutup kaçmasını sağlayacaktım. Bana bıçakla saldırınca öldürmek zorunda kaldım, deyince... 

Kadın tekrar hıçkırıklarla ağlamaya başladı.

Arslan Bey o gece yanına silahlarını, bir çuval yiyecek ve atını alarak Ermeni kadın ve çocuğu ile beraber evden uzaklaştı. 2 gün sonra döndüğünde karısı Arslan Bey’e

-Ne yaptın? Diye sorduğunda,

-Batum’a kadar götürdüm ve başka bir Ermeni aileye teslim ettim onları, diye cevap verdi. Sırtındaki bıçak yarası önemsizdi ama omuzundaki o yara, geldiğinde bile hala kanıyordu. Süleyman Ahmet babasının aynı anda acımasız bir katil ve insaflı bir melek olduğunu o gece öğrenmişti. 

Bu yüzden biraz önce torunlarını severken gördüğü babasının, bir anda kendisine kötü davranabileceğinin farkındaydı. Sağı solu belli olmayan karanlık ve aydınlık iki yüzü bulunan babasının bir kaç adım yanına kadar gitti. Arslan Bey’in kendisine bakmasını bekledi. Baktığında onun,

-Niçin geldin? Sorusuyla karşılaştı.

İyi haftalar...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Necdet Korkmaz - Mesaj Gönder

# oldu, Zaman

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Sizce Sakarya'daki en başarılı belediye hangisi?
Tüm anketler