4-6 Mayıs tarihlerinde okulum Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nden bir grup öğrenci ve öğretmenle birlikte Şanlıurfa’daydık. Şanlıurfa Valiliği ve Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortak çalışması ile yürürlüğe konulan “Birlikte Kardeşliğe” projesi kapsamında okulumuz, Şanlıurfa Sosyal Bilimler Lisesi’nin kardeş okulu olarak belirlenmişti. Projenin amacı doğu ile batı arasındaki zihinlerde bulunan engelleri kaldırmak, kalıp yargıları yok etmekti.
Daha önce Türk halkıyla Kürt halkının dostluğunu, kardeşliğini, haklarını, hukuklarını savunan, bu konuyla alakalı olarak “İnanca Saygı Düşünceye Özgürlük” adında bir kitap, onlarca köşe yazısı yazan biri olarak bu proje beni elbette heyecanlandırmıştı. Gerek yolculuk öncesinde,gerek de yolculuk sırasında ülkemizin doğusuna karşı ne kadar çok ve boş kalıp yargıya sahip olduğumuzu bir kez daha gözlemledim. Urfa’ya giderken tüm arkadaşlarımla birlikte açıkçası çok da gelişmiş bir şehir beklemezken; şehre girdiğimiz andan itibaren hepimizin gözleri ve ağzı açık kaldı desem yalan söylemiş olmam. Çünkü kesinlikle oldukça gelişmiş, güzel planlanmış başarılı bir şehircilik örneği ile karşı karşıyaydık. Sakarya’dan kat ve kat gelişmiş, İstanbul ya da Ankara ile yarışabilecek bir şehir gördük Urfa’ya vardığımızda. Büyük oteller, AVM’ler, parklar, geçitler,raylı ulaşım sistemleri, çok katlı binalar, caddeler vs.
Urfa, bu kadar gelişirken tarihini ve doğal yapısını korumayı da başarmış. Benim bu köşede sıkça üzerinde durduğum, bir şehrin tarihi kadar gelişebileceği düşüncesini kanıtlar nitelikte Urfa. Yaklaşık 13 bin yıllık tarihi ile sizi geçmişe götürebiliyor bir anda. Urfa’nın ilçesi Harran’da Dünya’nın ilk üniversitesi olan Harran Üniversitesi’nin kalıntıları, bindirme tekniği ile yapılmış olan koni şeklindeki kümbet evler, insanlığa ve medeniyete dair ilk izlerin bulunduğu Göbeklitepe, Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından mancınık ile ateşe fırlatıldığı kale ve fırlatıldığı ateşin bulunduğu Balıklıgöl, Hz. Eyüp’ün makamı, Hz. İbrahim’in doğduğu mağara, muhteşem doğası ve manzarasıyla Halfeti …
Tüm bunların yanında şehrin tam merkezinde yapılmış olan Şanlıurfa Müzesi’ne ve Şanlıurfa Mozaik Müzesi’ne değinmeden geçmemeliyim. Gördüğüm en iyi arkeolojik müzeydi. Her bir ayrıntı en ince ayrıntısına kadar düşünülüp hazırlanmış. Hem dış görünüşü hem de müzenin içi gerçekten büyülü bir etkileyiciliğe sahipti. Müzede gezerken tarih öncesi çağlardan tarihi çağlara bir yolculuk yapmış kadar oldum. Gezdiğimiz bir diğer müze ise, 150 metre mesafe ile yapılmış olan Şanlıurfa Mozaik Müzesi’ydi. Eski bir konağın tabanı üzerine inşa edilmiş olan bu muhteşem müzeyi de gezmenizi tavsiye ederim.
Urfa diyince elbette yemeklerden ve sıra gecelerinden bahsetmeden olmaz. Urfa’nın yemekleri, hemen hepsi ayrı bir lezzetli ayrı bir güzeldi. Et ağırlıklı yemekler, muhteşem baharatlarla harika bir tada kavuşmuştu. Urfa kebabı, çiğ köfte, içli köfte ve etli hamurun tadı hala damağımda. Sıra geceleri ise, resmen bir “muhabbet meclisi”. Yöresel yemekler ve çiğ köfte yendikten sonra yöresel ezgilerin söylendiği sıra geceleri geleneği de gerçekten bizi etkileyen şeylerden biriydi.
Fakat her şeyden daha önemlisi, Urfa insanlarının sıcakkanlılığı, misafirperverliği ve hoşgörüsüydü. Gerek oradaki valilik ve milli eğitim temsilcileri, gerek Urfa Sosyal Bilimler Lisesi’nin öğrenci ve öğretmenleri gerek de sokakta gördüğümüz dükkanına girdiğimiz amcalar, teyzeler bizi oldukça güzel bir şekilde ağırladı. Orada çok güzel arkadaşlıklar edindik ve Urfa’dan hepimiz kalıp yargılarımızı kırmış bir şekilde, Urfa’ya tekrar gelme ümidi ile ayrıldık.
Size de mutlaka ilk fırsatta Şanlıurfa’ya gitmenizi tavsiye ederim. Merak etmeyin, televizyonlarda ya da medya organlarında gösterildiği gibi bir ortam yok orada, hatta tam tersine barış var, huzur var, kardeşlik var. Oradaki neredeyse herkes, kendilerinin medya tarafından kötü gösterilmesinden şikayetçi. Ve bunun böyle olmadığını giden, gezen, gören herkes kolayca anlıyor.
Dipnot: Burada yazdıklarım Urfa gezimle alakalı kısa notlardı. Urfa ile ilgili gözlemlerimi uzunca paylaşacağım ve çektiğim fotoğrafları yayınlayacağım yazımı kısa süre sonra kendi kişisel blogumda yayınlayacağım. İlgilenenler oradan daha fazla bilgi ve fotoğrafa ulaşabilir.
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.