Hayatınız seçtiğiniz kadındır

  Hep şöyle düşünmüşümdür. Tanrının kadına verdiği akıl ile toplumun kadına biçtiği rol arasında mutlak tezat oluşturan bir durum söz konusudur. Tanrı veya toplum; ikisinden biri yanılıyor olmalı... Tanrı yanılmayacağına göre bizde yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir. Tarihe ve bu güne baktığımız zaman toplumun her düzeyinde kadının mutlak başarılarına tanık olabilir ve erkekten geri kalır hiçbir yönü olmadığını görebilirsiniz. Bütün bunları düşündüğümüzde kadın evinde otursun çocuğuna baksın ve herhangi bir mağduriyet yaşadığında kendisi olamasın, sesini çıkarmasın, kenarda otursun mantığının hiçbir geçerli izahı olamaz. Toplum hayatı içinde kadını nasıl eğittiğiniz ve bilinçaltına hangi kodları yerleştirdiğiniz çok önemlidir. Ona toplumun eşit bir bireyi olduğunu, kadın erkek diğer bireylerden hiçbir farkı olmadığını, eşit haklara sahip olduğunu öğretirseniz doğru kodları yerleştirmiş olursunuz.   Kız çocuklarını eğitirken yanında erkek çocuğu  eğitmezseniz hiçbir yere varamazsınız. Erkek çocuğu bu manada eğitirseniz kadına bakış açısını, kadının toplumdaki yeri ve rolünü gerçekçi bir şekilde özümseyebilmesini sağlarsanız, kadına hak ettiği değeri verebilmesini ve insan olarak hiç kimsenin diğerine üstünlük sağlayamayacağı gerçeğini kabul ettirmiş doğru kodları yerleştirmiş olursunuz. Bu sayede kadın ve erkeğin, birinin diğerine üstünlük sağlamadan kendi rollerine uygun  nasıl yan yana yaşayacağı konusunu çözümlemiş olabilirsiniz. Toplumlar sakat kadın anlayışlarını; gelenek, görenek, din ve benzeri anlayışların arkasına sığınarak,  topluma inanç diye yutturmaya çalışarak erkek egemen toplum inşaa etme amaçlarını gerçekleştirmenin aracı haline getirmişlerdir. Halbuki toplumun tamamı ilk eğitimini annelerden almaktadır. Hayat felsefemiz ve bilinçaltımıza da ilk kodlar da anneler tarafından yerleştirilir. Onbir yaşına kadar annesi ile birlikte yaşamış ve ilk eğitimini ondan almış bir eğitimci olarak bunun ne demek olduğunu zamanla çok iyi anlamışımdır. Toplumun ne kadar eğitimli olacağı annelerinin ne kadar eğitimli olduğu ile doğru orantılı olacaktır. Annelerini eğitemediğiniz bir toplumu hiçbir düzeyde eğitemezsiniz.

Hayatınız:  sizi eğiten kadının seçimleri ve tercihleri ile doğru orantılı olarak cereyan edecektir.

Konuya alıntı hoş bir hikaye ile devam edeyim.

Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale :

‘’Hayatını bağışlarım ama bir şartım var’’ der.’'Kadınlar hayatta en çok ne ister?’' budur merak ettiğim. ‘’Bu sorumun cevabını  bul getir ; canını bağışlayacağım’’ der.

General bu çetin sorunun cevabını  aramaya başlar sorar soruşturur ve Kaf dağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:

‘’Kadınlar hayatta en çok ne ister? ‘’

Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil.

‘’Evlen benimle! O zaman öğrenirsin ancak sorunun cevabını.’’

Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit'e  :

‘’Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!  Budur sorunun cevabı der.’’

Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar. General cadıya da evlenmek için söz verdiği için Kaf Dağına geri döner.

Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş. Karanlık odada Konuşur cadı :

‘’ Benim kaderim böyle. Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim der,  Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa gündüzleri dışarıdayken mi?’’

General  iyi çalışmış dersini de almıştır, düşünür ve :

‘’Sen bilirsin kararı kendin ver’’ der. İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.

Peki bu öyküden çıkarılacak üç ders nedir?

1 - Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.

2 - Özgür iradesiyle hareket eden her kadın, her zaman güzeldir.

3 - İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında biraz cadıdır.

Kısacası hayatınız seçtiğiniz kadındır.

Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.

Tanrı erkek ve kadını yarattığında, bir sonraki insanı doğurmak için kime güç vereceği konusundaki tercihini kadından yana kullanmıştır. Bu kadının ne kadar güçlü olduğu olgusuna örnek teşkil edebilecek bir yaklaşım olarak görülebilir.

Şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. (Atatürk)