MHP’li Bülbül Barolar için bunları söyledi

Kendisi de avukat olan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, baroların tepkisini çeken Avukatlık Kanunu düzenlemesi için konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili, Sakarya MilletvekiliMuhammed Levent Bülbül, “Avukatların yüzde 40’ı sandığa gitmiyorsa burada meşruiyet tartışılır” dedi.

MHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, MHP ile AKP’nin hazırladığı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifiyle ilgili “Avukatların, baro seçimlerine katılım oranlarına bakıldığında, son derece düşük olan ve demokratik olarak son derece sorunlu olan oranlarla katılımın gerçekleştiği görülecektir. Örneğin, İstanbul’da yapılan son baro seçiminde 41 bin 462 oy verebilecek avukattan sadece 26 bin 294’ü oy kullanmıştır. Yani, 15 bin 168 avukat baro seçimlerinde oy verme ve seçme hakkını kullanmamışlardır. Bu rakam, oransal olarak yaklaşık yüzde 40’a tekabül etmektedir. Eğer bir seçimde seçmen durumunda olanların yüzde 40’ı oy vermekten vazgeçmişse, burada seçilen baro başkanlarının meşruiyeti oldukça tartışmalı hale gelmektedir” ifadesini kulandı.

Teklifin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Bülbül, “Bugün demokrasi ve özgürlük adına söz söyleyenlerin bir gün olsun bu rakamlardan ve katılım oranlarının düşüklüğünden şikâyetçi olduğunu ne yazık ki duyamadık. Avukatların yüzde 40’ının oy vermediği, sandığa gitmediği bir Baro Başkanının ve yönetiminin bununla birlikte blok hâlde örneğin, İstanbul’dan seçilen 137 Barolar Birliği delegesinin meşruiyeti tartışmalıdır diyen ne yazık ki bugüne kadar olmamıştır. Sizlere daha vahim bir durumdan bahsedeceğim bu seçimde kazanan başkan ve yönetim oy veren 26 bin 294 avukatın 8 bin 077’sinin oyuyla seçilerek kendi listesinin dışında bir avukatın dahi listeye giremediği blok listeyle 46 bin avukatın olduğu baroda 8 bin avukatın oyuyla tahakküm etme imkânına kavuşmuştur. Türkiye’deki demokrasi havarilerinin azınlık iradesinin çoğunluğa tahakküm etmesine çıt ses çıkarmamış olması bugün yükselttikleri sesin, ortaya koydukları tavırların ve demokrasi elden gidiyor naralarının samimiyetini şüpheli hâle getirmektedir” dedi.

Aynı zamanda avukat olan MHP’li Bülbül’ün konuşmasından satırbaşları şöyle:

Yüzde 87 katılım oranıyla, yüzde 52 oy alarak seçilen Cumhurbaşkanının milleti temsil etmediğini ve meşruiyetinin olmadığını söyleyenlerin sıra barolara gelince İstanbul'daki baroya kayıtlı toplam avukat sayısının yüzde 17'sinin oyuyla seçilen Baro Başkanının ve yönetiminin meşruiyetini tartışmaya dahi açtırmaması oldukça düşündürücüdür.

Kanun teklifimize bakıldığında, çoklu baro imkânına sahip olacak barolar 5 binin üzerinde avukatı olan İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarıdır. Yoksa, gayet demokratik bir şekilde, çoğunlukla da tek liste veya çarşaf liste üzerinden seçimlerin yapıldığı Anadolu baroları bu değişikliğin konusu olmadığı gibi, Anadolu baroları bu değişiklik neticesinde Barolar Birliğindeki temsil imkânları açısından daha fazla dikkate alınabilir ve sözü daha fazla dinlenebilir, edilgen değil etken barolar hâline geleceklerdir. Bu, Anadolu barolarının da en tabii hakkıdır.

Çoklu baro değişikliği, 3 büyükşehirde ihtiyaç duyulan ve baroların temsiliyetini artıracak olan, verilen hizmetleri etkili ve verimli kılacak olan, meslektaşları arasında iletişim ve koordinasyon imkânlarını artırabilecek olan ve mesleğe başlangıçta staj eğitimi gibi meselelerde, daha nitelikli ve daha kaliteli hizmet sunabilecek olan bir baro düzenine sebep olacaktır.

Çoklu baro bugünkü rakamlarla sadece İstanbul, Ankara ve İzmir'de söz konusu olabilecek ve 2 bin avukatın imzasıyla ancak kurulabilecektir. Bu rakam küçümsenecek bir rakam olmayıp böyle bir birliktelik sadece siyasi, etnik, mezhepsel esaslarla temin edilemeyecektir.

Çoklu baro uygulamasında barolar, değişiklik gereğince 1 no.lu, 2 no.lu, 3 no.lu barolar şeklinde isimlendirilebilecektir. Bunun dışında Ahmet'in barosu, Mehmet'in barosu diye bir isimlendirme söz konusu olamayacaktır. Çoklu baro mecburi bir uygulama değildir ancak kanunda ifade edilen 2 bin avukatın isteği üzerine kurulabilecektir.

Çoklu baro mecburi bir uygulama değildir, ancak kanunda ifade edilen 2000 avukatın isteği üzerine kurulabilecektir. Yani görüştüğümüz kanunla, barolar bölünüp parçalanmamakta, kapatılmamakta mevcut barolar aynı şekilde tüzel kişilik olarak faaliyetine devam edeceklerdir.

"BAROLARA SİYASET KARIŞACAKTIR." DİYENLERİ HAYRETLE İZLEMEKTEYİZ

Yani, görüştüğümüz kanunla barolar bölünüp parçalanmamakta, kapatılmamakta, mevcut barolar aynı şekilde tüzel kişilik olarak faaliyetlerine devam etmektedirler. Çoklu baroyla "Barolara siyaset karışacaktır." diyenleriyse hayretle izlemekteyiz.

Bunu söyleyenler bugün, özellikle 3 büyükşehir barosunun siyasi faaliyetten başka bir şey yapmadığını; milletimizin kaderini ilgilendiren meselelerde milleti ve devletiyle beraber olmak yerine karşısında saf tutanlarla beraber olduğunu görmezden gelmektedirler. Bu yapılar baroları muhalif örgütler olarak tanımlatmaktadır. Kendi düşünceleri dışındaki barolarıysa yandaş olarak nitelendirmektedir.

HER BARODAN BAŞKAN DAHİL 4 DELEGE, HER 5 BİN ÜYEYE 1 İLAVE DELEGE

Türkiye Barolar Birliğinde baroların temsili meselesinde de son derece önemli ve yararlı bir değişiklik yapılmaktadır. Buna göre, her barodan 3 delege, 1 başkan Barolar Birliği delegesi olacak iken, 5 binden çok üyesi olan barolarda her 5 bin üyeye 1 delege daha ilave edilmektedir. Bu değişikliğe yönelik olarak şiddetli itirazlar olsa da bunların haklı ve yerinde itirazlar olmadığını düşünmekteyiz.

Avukatlık Kanunu 1969 yılında yürürlüğe girdiğinde, Türkiye'de 13 bin kadar avukat, 42 de baro bulunmaktaydı. Kanun çıktıktan sonra oluşan ilk Barolar Birliği delegasyonunda İstanbul'un 10, Ankara'nın 7, İzmir'in ise 3 delegesi olmuştur. Türkiye Barolar Birliğinin kanun sonrasındaki ilk delegasyon sayısı da 122'dir. 1969'dan sonra oluşan 122 toplam delege içerisinde bu 3 büyükşehrin delege sayısı ancak 20 olmuştur yani 122'de 20 delegedir. Anadolu barolarının Barolar Birliğinde yüzde 83 oranında temsiliyet gücüne sahip olduğunu görmekteyiz.

Bugün, 80 baro başkanı ve eski Barolar Birliği Başkanı olan doğal delegeler düştükten sonra Türkiye çapında seçilmiş olan Barolar Birliği delege sayısı 477'dir. İstanbul, Ankara, İzmir illerinin toplam delege sayısı ise 477 delege içerisinde bugün 218'dir. Sadece İstanbul 137 delegeye sahiptir. Toplam 477 delegenin içerisinde üç büyükşehirden seçilmiş olan 218 delegenin tüm Barolar Birliği delegasyonu içerisindeki oransal değeri yüzde 45'tir. Yani üç büyükşehir dışında geri kalan Anadolu barolarının, Barolar Birliğinde temsil gücü ve imkânı yüzde 55 seviyesinde kalmaktadır. 65 Anadolu barosunun toplam delege sayısı İstanbul'un delege sayısına ancak denk gelmektedir. Bunun kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.

DEĞİŞİKLİK İNSAFA, HAKKANİYETE VE AVUKATLIK KANUNUNA UYGUNDUR

Kanunun gerekçesini okuyorum: "Birlik Genel Kurulunun kuruluşuna dair 114'üncü maddede, Genel Kurulun baroların üyeleri arasından seçecekleri ikişer temsilciyle teşekkül edeceği belirtildikten sonra, 100'den fazla üyesi olan baroların 100'den sonraki her 300 üye için ayrıca birer temsilci seçecekleri gösterilmiştir." Dikkat edelim. "Birliğin üyeleri barolar olduğuna göre, her baronun Genel Kurul için eşit sayıda üye göndermesiyle iktifa edilmesi akla gelirse de baroların hepsinin aynı sayıda üyeye sahip olmadığı ve üye sayısı çok olan baroların biraz fazla temsilci göndermelerinin adalet ölçülerine daha uygun olacağı düşüncesiyle, madde yazılı şekilde kaleme alınmıştır.

Mamafih, temsilci sayıları arasında nispetsizliğe yer vermemek ve böylece bir adaletsizliğe sebep olmamak için büyük baroların -dikkat- fazladan göndereceği temsilci sayısı çok mahdut tutulmuştur." Bunu demekle baroların temsilinde avukatların sayısına ve dağılımına denk bir delegasyon değil eşit temsile yakın bir delegasyon yapısının amaçlandığı açık bir şekilde kanun gerekçesinden anlaşılmaktadır. Bu vesileyle yapılan bu değişikliğin sadece insafa ve hakkaniyete uygun değil, aynı zamanda hukuka ve Avukatlık Kanunu'nun da ruhuna uygun olduğunu rahatlıkla ifade edebilmekteyiz.

BAROLARI ETKİN VE DEĞERLİ KILACAK DEMOKRATİK BİR YAPI HEDEFİMİZ

Bizler görüşülmekte olan bu kanun düzenlemesinin baroları daha demokratik bir zemine taşıyacağına, mesleki veya demokratik olarak himaye edilemeyecek derecede malul hâle gelmiş olan 3 büyükşehir barosundaki durumu daha elverişli ve mesleğe daha fazla hizmet eden hâle getireceğine inanmaktayız.

Türkiye Barolar Birliğinde ise büyüğünden küçüğüne bütün baroları etkin ve değerli kılacak demokratik bir yapının oluşmasını arzu etmekteyiz, bundan başka bir muradımız bulunmamaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili, Sakarya MilletvekiliMuhammed Levent Bülbül, “Avukatların yüzde 40’ı sandığa gitmiyorsa burada meşruiyet tartışılır” dedi.

MHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, MHP ile AKP’nin hazırladığı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifiyle ilgili “Avukatların, baro seçimlerine katılım oranlarına bakıldığında, son derece düşük olan ve demokratik olarak son derece sorunlu olan oranlarla katılımın gerçekleştiği görülecektir. Örneğin, İstanbul’da yapılan son baro seçiminde 41 bin 462 oy verebilecek avukattan sadece 26 bin 294’ü oy kullanmıştır. Yani, 15 bin 168 avukat baro seçimlerinde oy verme ve seçme hakkını kullanmamışlardır. Bu rakam, oransal olarak yaklaşık yüzde 40’a tekabül etmektedir. Eğer bir seçimde seçmen durumunda olanların yüzde 40’ı oy vermekten vazgeçmişse, burada seçilen baro başkanlarının meşruiyeti oldukça tartışmalı hale gelmektedir” ifadesini kulandı.

Teklifin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Bülbül, “Bugün demokrasi ve özgürlük adına söz söyleyenlerin bir gün olsun bu rakamlardan ve katılım oranlarının düşüklüğünden şikâyetçi olduğunu ne yazık ki duyamadık. Avukatların yüzde 40’ının oy vermediği, sandığa gitmediği bir Baro Başkanının ve yönetiminin bununla birlikte blok hâlde örneğin, İstanbul’dan seçilen 137 Barolar Birliği delegesinin meşruiyeti tartışmalıdır diyen ne yazık ki bugüne kadar olmamıştır. Sizlere daha vahim bir durumdan bahsedeceğim bu seçimde kazanan başkan ve yönetim oy veren 26 bin 294 avukatın 8 bin 077’sinin oyuyla seçilerek kendi listesinin dışında bir avukatın dahi listeye giremediği blok listeyle 46 bin avukatın olduğu baroda 8 bin avukatın oyuyla tahakküm etme imkânına kavuşmuştur. Türkiye’deki demokrasi havarilerinin azınlık iradesinin çoğunluğa tahakküm etmesine çıt ses çıkarmamış olması bugün yükselttikleri sesin, ortaya koydukları tavırların ve demokrasi elden gidiyor naralarının samimiyetini şüpheli hâle getirmektedir” dedi.

Aynı zamanda avukat olan MHP’li Bülbül’ün konuşmasından satırbaşları şöyle:

Yüzde 87 katılım oranıyla, yüzde 52 oy alarak seçilen Cumhurbaşkanının milleti temsil etmediğini ve meşruiyetinin olmadığını söyleyenlerin sıra barolara gelince İstanbul'daki baroya kayıtlı toplam avukat sayısının yüzde 17'sinin oyuyla seçilen Baro Başkanının ve yönetiminin meşruiyetini tartışmaya dahi açtırmaması oldukça düşündürücüdür.

Kanun teklifimize bakıldığında, çoklu baro imkânına sahip olacak barolar 5 binin üzerinde avukatı olan İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarıdır. Yoksa, gayet demokratik bir şekilde, çoğunlukla da tek liste veya çarşaf liste üzerinden seçimlerin yapıldığı Anadolu baroları bu değişikliğin konusu olmadığı gibi, Anadolu baroları bu değişiklik neticesinde Barolar Birliğindeki temsil imkânları açısından daha fazla dikkate alınabilir ve sözü daha fazla dinlenebilir, edilgen değil etken barolar hâline geleceklerdir. Bu, Anadolu barolarının da en tabii hakkıdır.

Çoklu baro değişikliği, 3 büyükşehirde ihtiyaç duyulan ve baroların temsiliyetini artıracak olan, verilen hizmetleri etkili ve verimli kılacak olan, meslektaşları arasında iletişim ve koordinasyon imkânlarını artırabilecek olan ve mesleğe başlangıçta staj eğitimi gibi meselelerde, daha nitelikli ve daha kaliteli hizmet sunabilecek olan bir baro düzenine sebep olacaktır.

Çoklu baro bugünkü rakamlarla sadece İstanbul, Ankara ve İzmir'de söz konusu olabilecek ve 2 bin avukatın imzasıyla ancak kurulabilecektir. Bu rakam küçümsenecek bir rakam olmayıp böyle bir birliktelik sadece siyasi, etnik, mezhepsel esaslarla temin edilemeyecektir.

Çoklu baro uygulamasında barolar, değişiklik gereğince 1 no.lu, 2 no.lu, 3 no.lu barolar şeklinde isimlendirilebilecektir. Bunun dışında Ahmet'in barosu, Mehmet'in barosu diye bir isimlendirme söz konusu olamayacaktır. Çoklu baro mecburi bir uygulama değildir ancak kanunda ifade edilen 2 bin avukatın isteği üzerine kurulabilecektir.

Çoklu baro mecburi bir uygulama değildir, ancak kanunda ifade edilen 2000 avukatın isteği üzerine kurulabilecektir. Yani görüştüğümüz kanunla, barolar bölünüp parçalanmamakta, kapatılmamakta mevcut barolar aynı şekilde tüzel kişilik olarak faaliyetine devam edeceklerdir.

"BAROLARA SİYASET KARIŞACAKTIR." DİYENLERİ HAYRETLE İZLEMEKTEYİZ

Yani, görüştüğümüz kanunla barolar bölünüp parçalanmamakta, kapatılmamakta, mevcut barolar aynı şekilde tüzel kişilik olarak faaliyetlerine devam etmektedirler. Çoklu baroyla "Barolara siyaset karışacaktır." diyenleriyse hayretle izlemekteyiz.

Bunu söyleyenler bugün, özellikle 3 büyükşehir barosunun siyasi faaliyetten başka bir şey yapmadığını; milletimizin kaderini ilgilendiren meselelerde milleti ve devletiyle beraber olmak yerine karşısında saf tutanlarla beraber olduğunu görmezden gelmektedirler. Bu yapılar baroları muhalif örgütler olarak tanımlatmaktadır. Kendi düşünceleri dışındaki barolarıysa yandaş olarak nitelendirmektedir.

HER BARODAN BAŞKAN DAHİL 4 DELEGE, HER 5 BİN ÜYEYE 1 İLAVE DELEGE

Türkiye Barolar Birliğinde baroların temsili meselesinde de son derece önemli ve yararlı bir değişiklik yapılmaktadır. Buna göre, her barodan 3 delege, 1 başkan Barolar Birliği delegesi olacak iken, 5 binden çok üyesi olan barolarda her 5 bin üyeye 1 delege daha ilave edilmektedir. Bu değişikliğe yönelik olarak şiddetli itirazlar olsa da bunların haklı ve yerinde itirazlar olmadığını düşünmekteyiz.

Avukatlık Kanunu 1969 yılında yürürlüğe girdiğinde, Türkiye'de 13 bin kadar avukat, 42 de baro bulunmaktaydı. Kanun çıktıktan sonra oluşan ilk Barolar Birliği delegasyonunda İstanbul'un 10, Ankara'nın 7, İzmir'in ise 3 delegesi olmuştur. Türkiye Barolar Birliğinin kanun sonrasındaki ilk delegasyon sayısı da 122'dir. 1969'dan sonra oluşan 122 toplam delege içerisinde bu 3 büyükşehrin delege sayısı ancak 20 olmuştur yani 122'de 20 delegedir. Anadolu barolarının Barolar Birliğinde yüzde 83 oranında temsiliyet gücüne sahip olduğunu görmekteyiz.

Bugün, 80 baro başkanı ve eski Barolar Birliği Başkanı olan doğal delegeler düştükten sonra Türkiye çapında seçilmiş olan Barolar Birliği delege sayısı 477'dir. İstanbul, Ankara, İzmir illerinin toplam delege sayısı ise 477 delege içerisinde bugün 218'dir. Sadece İstanbul 137 delegeye sahiptir. Toplam 477 delegenin içerisinde üç büyükşehirden seçilmiş olan 218 delegenin tüm Barolar Birliği delegasyonu içerisindeki oransal değeri yüzde 45'tir. Yani üç büyükşehir dışında geri kalan Anadolu barolarının, Barolar Birliğinde temsil gücü ve imkânı yüzde 55 seviyesinde kalmaktadır. 65 Anadolu barosunun toplam delege sayısı İstanbul'un delege sayısına ancak denk gelmektedir. Bunun kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.

DEĞİŞİKLİK İNSAFA, HAKKANİYETE VE AVUKATLIK KANUNUNA UYGUNDUR

Kanunun gerekçesini okuyorum: "Birlik Genel Kurulunun kuruluşuna dair 114'üncü maddede, Genel Kurulun baroların üyeleri arasından seçecekleri ikişer temsilciyle teşekkül edeceği belirtildikten sonra, 100'den fazla üyesi olan baroların 100'den sonraki her 300 üye için ayrıca birer temsilci seçecekleri gösterilmiştir." Dikkat edelim. "Birliğin üyeleri barolar olduğuna göre, her baronun Genel Kurul için eşit sayıda üye göndermesiyle iktifa edilmesi akla gelirse de baroların hepsinin aynı sayıda üyeye sahip olmadığı ve üye sayısı çok olan baroların biraz fazla temsilci göndermelerinin adalet ölçülerine daha uygun olacağı düşüncesiyle, madde yazılı şekilde kaleme alınmıştır.

Mamafih, temsilci sayıları arasında nispetsizliğe yer vermemek ve böylece bir adaletsizliğe sebep olmamak için büyük baroların -dikkat- fazladan göndereceği temsilci sayısı çok mahdut tutulmuştur." Bunu demekle baroların temsilinde avukatların sayısına ve dağılımına denk bir delegasyon değil eşit temsile yakın bir delegasyon yapısının amaçlandığı açık bir şekilde kanun gerekçesinden anlaşılmaktadır. Bu vesileyle yapılan bu değişikliğin sadece insafa ve hakkaniyete uygun değil, aynı zamanda hukuka ve Avukatlık Kanunu'nun da ruhuna uygun olduğunu rahatlıkla ifade edebilmekteyiz.

BAROLARI ETKİN VE DEĞERLİ KILACAK DEMOKRATİK BİR YAPI HEDEFİMİZ

Bizler görüşülmekte olan bu kanun düzenlemesinin baroları daha demokratik bir zemine taşıyacağına, mesleki veya demokratik olarak himaye edilemeyecek derecede malul hâle gelmiş olan 3 büyükşehir barosundaki durumu daha elverişli ve mesleğe daha fazla hizmet eden hâle getireceğine inanmaktayız.

Türkiye Barolar Birliğinde ise büyüğünden küçüğüne bütün baroları etkin ve değerli kılacak demokratik bir yapının oluşmasını arzu etmekteyiz, bundan başka bir muradımız bulunmamaktadır.

09 Tem 2020 - 08:28 - Siyaset


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.