Siyasetin gizli kutuplaşması

Etrafınıza ne kadar dikkat ediyorsunuz bilemiyorum. Ama ben çarşıda, pazarda şöyle bir etrafıma baktığında müthiş bir gerginlik, müthiş bir boşalmak için bir çatlak bekleyen bir enerji yoğunluğu görüyorum.

Hele hele, artık hayatımızın vaz geçilmez unsurlarından biri olan sosyal medya ve sanal dünyada bu gerginlik ve birikmişlik kendini daha çok gösteriyor.

Sosyal medyanın bağımlıları şimdi sorabilirler haklı olarak, biz niye göremiyoruz. Şunu belirtmek isteyim, kişinin düşüncesi ile algılaması doğru orantılıdır. Neyi düşünüyor, neyi yaşıyorsanız onu görürsünüz. Bu nedenle, bir süre sonra gördükleriniz ve şahit olduklarınız sıradanlaşır önemsizleşir.

Gelelim bu kutuplaşmaya ve enerji birikimine.

Sosyal paylaşım sitelerine , sanal ortama bir baktığımda bir algı savaşı olduğu had safhada. Sosyal medyacılar ve bağımlıları, yazdıkları her kelimede, her fotoğrafta muhakkak bir mesajı ister istemez veriyor. Haliyle, bu mesajların karşıt görüşleri, hemen devreye girerek cevap veriyor, ister istemez. Derken, bu farkı görüşlerin taraftarları da zincirleme reaksiyonla devreye girerek başlıyor, şövalyeliğe. Klavyeler üzerinde dolaşan parmaklarla vuruyor abalıya…

Hatta, paylaştığınız bir fotoğrafta, bir şiirin bile altında buza aramaya başlıyoruz bir süre sonra.

Bereket, bu gerginliği fiziksel boyutlara getirmiyoruz da, iş çığırından çıkmıyor. Ama, geçmişte öyle örnekleri gördük ki, atılan bir mesajla binler sokağa dökülüyor. Bu nedenle sanalda da olsa bu rekabet ortamının ve kutuplaşmanın önüne geçilmesi gerekiyor…

Nitekim zor bir süreçten geçiyoruz. Çevremizde, içimizde, dışımızda, ‘Böl, parçala, yönet’ mantığını güden çok sayıda arsız var…

**

Ben kör oldum galiba!

Mesleğimiz icabı her gün farklı güzel haberleri düşüyor önümüze. Bir bakıyorsunuz, Ulaşımda müjdeler yolda, bir bakıyorsunuz başka bir haber, “hastane için heyet geliyor’, bir başka haber, ‘İkinci üniversite müjdesi’, başka bir haberde ise ‘ihracatta ise hızla yükseliyoruz’…

Hep güzel haberler, pembe tablolar.

Ama reele gelince ben, bu müjdeli haberler paralelinde gelişen, büyüyen, modern şehirler arasında yer alan bir Sakarya göremiyorum ne hikmetse…

Yada Sakarya dört dörtlükte ben göremiyorum.

İnsanlar yeni yerleşim bölgesine hafif raylı sistemle gidip, geliyor.

Hastanelerde yatak aranmıyor,

Sapanca’ya Adaray’la gidip geliniyor,

Her gün istanbul’a Ada Treni şehir merkezinden kalkarak, günde dört sefer yapıyor.

Stad arazisi yeşil alan olarak kalmış, insanlar şehrin içinde ağaçların altında negatif enerjisini atıyor, yada trafik o kadar rahat ki, insanlar park etmiş araçlar arasında, kaldırımlarda rahatlıkla yürüyor da ben göremiyorum.

Cidden ben kör oldum galiba…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İbrahim Şener Sak - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Sizce Sakarya'daki en başarılı belediye hangisi?
Tüm anketler