Trump'ın mektubu

Geçen haftanın en çok tartışılan konusu, 9 ekimde Trump’ın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektupdu.

O kadar ki operasyonu bile geride bıraktı.

Kamuoyunda “genel kabul” bu mektupla Trump’ın saygısızlık ettiğiydi.

Mektuba ilk bakışta gerçekten de ortada saygısız bir dil var.

(Yer kaplamaması için mektubu buraya almadım, google’dan aratın çıkıyor)

***

Ancak bende soru işareti ıuandıran yerler var, bu yazıyı da bu nedenle kaleme aldım:

- Bu mektubun bir hakaret olduğunu ve cevabın, mektubun hemen ardından başlayan operasyon olduğunu söyledi iktidar cenahı. Lakin operasyon daha öncesinden planlanmıştı bu nedenle bu savunu gerçekçi değil.

- Mektup’a tepki gösterilmediği gibi ortaya çıktıktan sonra da hakarete uğranmış gibi bir tepki görmedik.

- Değersizliğe alerjisi olduğu bilenen Tayyip Erdoğan gibi bir siyasetçinin saygısızlık olarak algılanmışsa böyle bir dile karşılık vememesi anlaşılır şey değil.

Aradan bir zaman geçtikten sonra ısrarlı sorulara “bunlar unutulmaz, günü gelir tepkisi gösterilir” dedi sadece ve ardından Trump’tan bahsederken olumlu dil kullanmaya devam etti. Yani onun dilinde mektup “yok” hükmündeydi.

- Mektup’un ortaya çıkışından bir kaç gün sonra operasyonun durdurulması ise ayrıca tuhaftı. Sırf mektuba tepki için bile anlaşma konusunda ayak diretilebilirdi. Kaldı ki operasyonun muhatabı artık ABD’de değil. “Ben çekiliyorum” dedi. Fiili olarak bir anlamı olmadığı halde böyle bir uzlaşma metnine imza atmak sadece Trump’ın kendi kamuoyu önünde itibarını sağlar. Iyi de mektupta hakaret eden birine bu “iyilik” neden?

- Mektuba tepki gösterilmemesinin ve operasyonun durdurulmasının nedeninin “yaptırımlar” olduğu konuşuluyor. Lakin operasyona başlarken bunların “hesaplanmamış” olduğunu düşünmek olası değil. Bundan “korkuluyor” olsaydı, operasyona zaten başlanmazdı.

***

Ben,

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu mektubu bir “hakaret” mektubu olarak algılamadığını düşünüyorum.

Mektupta tuhaf çelişkiler var.

Buradaki dil, iki ülke başkanı arasındaki bürokratik bir dil değil.

Kişisel bir ilişki söz konusu.

“Sen” dili kullanılıyor hitap olarak.

“Kişisel sorunlarını hallettim” diyor.

Hakaret gibi görünen “aptal olma” kelimesi,

kişisel ilişki içinde değerlendirildiği hakaret gibi algılanmaz, “samimi bir ikaz” şeklinde kullanırız bu kalıbı.

Ayrıca,

Mektup “seni arayacağım” diyerek bitirilmiş. Hakaret ettiğiniz birine “seni arayacağım” demezsiniz. Hakaret ediyorsanız ve konuşmayı “seni arayacağım” diyerek bitiriyorsanız hesap sormak için arayacağınızı ima etmiş olursunuz ki mektubun akışında “seni arayacağım” cümlesinin hesap sorma amaçlı olmadığını anlıyorsunuz.

Bu mektubu kişisel ilişkinin samimiyetine dayanan “özensiz” bir mektup olduğu hususundaki düşünceme soru işareti uyandıransa, ekonomiyle tehdit etmesi.

Tehdit karşınızdakine kullandığınız bir dildir, yanınızdakine değil.

***

Bir sürü boşluk var.

Robert De Nero gibi ben de artık bunların planlı davranışlar değil, bu adamın kaçıklığından olduğunu düşünmeye başladım!

***

Tüm bu olup bitenin bana öğrettiği şey şu:

Devletler arasındaki ilişkilerin “yöneticiler” düzeyinde kişiselleşmesi,

sorunların çözümünü hızlandırıyor gibi görünse de başlangıçta farkedilmeyen “karmaşık” durumları beraberinde getiriyor.

Bu mektup hadisesinde olduğu gibi.

Şimdi,

bu ülkenin vatandaşı olarak bu meseleye nasıl yaklaşacağız?

Cumhurbaşkanımıza hakaret edildi diye mi görmeliyiz,

yoksa iki dost siyasetçi arasında dozu kaçmış bir üslup olarak mı görmeli yiz?

Yani bu mektubu üstümüze alacak mıyız mıyız almayacak mıyız?

Iyi haftalar…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Topkara - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya Yenihaber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya Yenihaber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya Yenihaber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya Yenihaber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Son Osmanlı - Sayin Topkara bu Mektubu ūstūne de alsan altina da alsan/alsak su artik cok açîk; bundan böyle Tūrkiye artik ABD ' nin, vesayetçi postalcı laikçi hūkūmetler zamanînda oldugu gibi köpeği degildir. ..

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 21 Ekim 09:59


Anket Sizce Sakarya'daki en başarılı belediye hangisi?
Tüm anketler