Belediyeler sorumlu oldukları alanları yönetmek ve geliştirmek için farklı kaynaklardan oluşan bütçelere ihtiyaç duyarlar.
Bu bütçeleri genelde o bölgede yaşayan yurttaşlardan farklı adlarla aldıkları vergilerle oluştururlar.
Ancak çoğunlukla iktidar partisi mensubu olan belediye yönetimleri, merkezi hükûmet ya da kurumlardan pozitif destek görebilirler.
Ayrıca belediyeler ürettikleri projeler kabul görürse ulusal ve uluslararası kamu yararı gözeten sivil yardım organizasyonlardan farklı adlarla proje desteği alabilirler.
Belediyeler oluşturdukları ve hedefledikleri bütçelerle, sorumlu oldukları yerleşim alanlarını “sosyal ve ekonomik gelişimiyle” ilgili öngörülerini ’de her yeni yıla girmeden kamuoyuna ilan ederler.
Pazartesi günü Kocaali belediyesinin meclis toplantısına katılarak 2020-21-22 yıllarının tahmini bütçe görüşmelerini izledim.
Kocaali’nin bir anlamda geleceğini ilgilendiren ve “müzakeresi yapılamayan!.” bütçe hakkında belediye başkanı ve yönetimi ile AKP’li olmayan belediye meclis üyelerinin girmiş oldukları diyaloglar, TBMM kadar olmasa da gerçekten çok ilginçti.
Kocaali Belediye meclis üyesi Turan Kalfa, belediye başkanı Ahmet Acar’a hitaben, sorduğum sorulardan “ Siz beni muhalefet meclis üyesi olarak görüyorsunuz. Ama ben kendimi Kocaali meclis üyesi olarak görüyorum ”demesi aslında her şeyi özetliyordu.
Kocaali belediyesi, son meclis toplantısında şahit olduğum kadarıyla, mecliste sayı üstünlüğüyle tartışma, konular hakkında karşılıklı fikir paylaşma ortamının sağlanmadığı bir meclis anlayışıyla belediye idaresince yönetilmeyi tercih ediliyor.
Muhalefet sözcülerinin kısmen dile getirdiği ama tartışılmadan kabul edilen belediye bütçesi, hiçbir zaman gerçekleşmediğini meclis üyelerinin ifadelerinden ve hazırlanan bütçe raporlardan anlaşılıyor.
Sorun nerede?
Orta ölçekte bir ilçe belediyesinin, üstelik elle tutulur, gözle görülür öz sermayeyle, yani Kocaali belediyesinin bütçesinden çıkan bir kaynakla görünür yatırım ya da yatırımların olmadığı gerçeği ortadayken ilan edilen bütçe neden yıllardır istikrarlı bir şekilde tutturulamaz?
Belediyenin gelir kalemleri yetersizse, yeterli olması için 3 dönemdir “arsa satışı haricinde” ne gibi tedbirler alındı?
Alınmadıysa neden, hangi sorun ya da sorunlar nedeniyle alınmadı?
Kocaali belediyesinin yaptığı bütçelerin ve bütçe kalemlerinin gerçeğe dönüşmemesi nedenleri nelerdir?
Gerçeğe dönüşemeyen bütçeler hakkında sağlıklı bir tartışma ortamının oluşturulmamasının gerekçeleri nelerdir?
Bu sorular artırılabilir.
Ancak, bir belediye yönetiminin, dolaysıyla belediye başkanının sorumlu olduğu ilçedeki konular hakkında “demokrasi ve ifade özgürlüğünün” gereği olan hür tartışma ortamı bilinçli bir şekilde, sayı üstünlüğüne dayanarak sağlanmaması sorunların başında geldiği kanaatindeyim.
Kocaali’nin gelişimi ve refahı adına meclis üyelerinin sormuş oldukları makul soruların, şeffaf bir şekilde belediye meclisinde tartışılması gerekirken yazılı cevaplama ihtiyacına sığınmanın anlamını gerçekten merak ediyorum.
Kocaali’de tartışma ortamından kaçırılmak istenen konular mı var bilemiyorum.
Ancak bildiğim şudur; Gerçek demokrasilerin ilk ayağı olan yerel yönetimlerde, Kocaali örneğinde olduğu gibi “tek sesi kutsayan, her şeyi ben bilirim ve farklı sesi kısmaya çalışan” bu anlayış, sorunlu ve yaşanan sorunların kaynağı bir anlayıştır. .
Yerel yönetimlerdeki bu anlayış, sorunlu anlayıştır!
- 09 Ekim 2019, 14:03
- 341
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi